*
Yarın olunca, Oğuzhan çalar saatin sesiyle uyandı. Üzerini hemen giydikten sonra mutfağa geçerek, alelacele kahvaltısını yaparak evden ayrıldı. Bu gün pazartesi olduğu için işe erken gitmesi gerekti. Oğuzhan, süper markette çalışıyor. Babası, Tacettin bey'in yakın arkadaşı olduğu için, Oğuzhanı işe almışdı. Oğuzhan, markette çalışarak, çok fazla bilgiler öğrenmişdi. En basitinden, reklamlarda gösterilen ürünlerin gerçekte öyle olmadığını biliyordu artık. Ve bu bilgileri 
firma işçilerinden öğrenmişti. Yeni gelen ürünlerin sayısını kontrol ederken, bir yandan firma işçilerine sorulmaması gereken sorular soruyordu. Bazı işçiler, patronlarından iyi para alamadıkları için, çalıştıkları yerin bütün bilgilerini söylüyorlardı. Tabi bu bilgiler Oğuzhan'ın işine geliyordu. Oğuzhan, otobüsden indikten sonra koşarak markete girdi, önüne çıkan iş arkadaşlarıyla selamlaştıktan sonra soyunma odasına geçerek, kıyafetlerini değişti. Saatine bakınca, işinin başlamasına 30 dakika kaldığını gördü. Susuzluğunu gidermek için mutfağa geçerek, bir çay içmeye karar verdi. Oğuzhan, marketin yemek yerine giderek kendine bir bardak çay süzdü. Ama bardağın sıcaklığına parmakları daha fazla dayanamayınca yer düşerek kırıldı.
Tacettin bey, bunu görünce,
Oğuzhan’a kızarak, hemen çam kırıklarını toplamasını söyledi. Aslında Tacettin bey, asla mutfakta bulunmazdı, mutfakta olmasının nedeni, yeni işçisi Şebnem hanımdı. Şebnem hanım'ın kocasından ayrıldığını, bir yıldan fazla dul kaldığını öğrenince, bir dakika bile yanından hiç ayrılmıyordu. Oğuzhan, çam kırıklarını süpürgeyle toplarken, bir yandan Tacettin bey'e bakıyordu.
Tacettin bey, Şebnem hanıma yemek yapmasını öğretirken, kolunu bilerekten Şebnem hanımın göğsüne dokunduruyordu. Tacettin bey, Oğuzhan’ın bilerekten cam kırıklarını geç topladığını, ara sıra kendisine nefret dolu bakışlarla baktığını görünce, Şebnem hanımla konuşmasını bitirdikten sonra Oğuzhan’ın kolundan sert bir şekilde tutarak dışarı çıkardı. 

-Oğuzhan sana her ay neden para veriyorum ben?

Oğuzhan, ses çıkarmayınca, Tacettin bey, bu kez sesini daha fazla yükselterek konuşmasına devam etti

-Beni dikizlemen için mi sana para veriyorum lan?! Akıllı ol Oğuzhan! Hiç gözünün yaşına bakmadan, Siktir ederin seni buradan. Anladın mı?

+Anladım.

-Şimdi işinin başına geç!

Oğuzhan ağlamamak için kendini zor tutuyordu. Tacettin bey'in kameradan gün boyunca onu izleyeceğini bildiği için, hemen çalışmaya başladı. Oğuzhan’ın sabrı artık tükenmek üzereydi. Hayatından bıkmıştı. 8 saat çalışmanın sonunda, kolunu kaldıracak hali kalmamıştı. Oğuzhan kıyafetlerini giydikten sonra, tam çıkmak isterken, en yakın iş arkadaşı yanına gelerek Tacettin bey'in onu yanına çağırdığını söyledi.
Oğuzhan derinden bir of çekince. İş arkadaşı, Oğuzhan’ın sıkıntıda olduğunu hemen anladı.

-Oğuzhan, bu gün neden mutsuzdun?

+ Abi sorma gitsin.

-Söyle lan işte, belki bir yardımım dokunur.

Oğuzhan tam anlatmak isterken, bir anda vazgeçti.

- Konuşsana lan. Yine o şerefsiz Tacettin sana bir şey söyledi dimi?

+Söyledi ama öyle büyütecek şey değil.

-Oğuzhan, sen böyle, büyütecek şey değil, söyleye söyleye küçüldün. Farkında mısın? Oğlum, bir kere sana yardım etti diye, adamın her bokuna razı oluyorsun. Annen hasta olunca hepimiz para topladık. Sadece Tacettin para vermedi. Zaten verdiği parayı bir ay sonra maaşımızdan keserek geri kazandı. Ulan, ben müdür olsaydım var ya, o şerefsizden daha çok para verirdim.
Adam bir iyilik yaptı, her defasında başına vuruyor. Ezdirme oğlum kendini. İşten mi çıkaracak, siktirsin çıkarsın! İş mi yok lan sana?

+Doğru söylüyorsun abi.

-Şimdi o şerefsizin yanına git, eğer en ufak bir söz söylerse sana, hemen işten çık. Yarın olunca ben sana iş bulurum

+Allah razı olsun abi. Bundan sonra hiç kimseye kendimi ezdirmeyeceğim

Oğuzhan, cesaretini topladıktan sonra patronun odasına gitti. Kapıyı iki kere tıklatarak içeri girdi.
Tacettin bey koltuğunda oturmuş, notebookun da film izliyordu. Oğuzhan’ın gelmesin görünce, filmi durdurdu. Eliyle 
sandalyeyi işaret ederek oturmasını söyledi.

-Geç otur Oğuzhan. Bu gün hiç durmadan çalıştın, helal olsun sana.

Tacettin bey Oğuzhan’ın sinirli olduğunu görünce, gülümseyerek konuşmasına devam etti

-Oğuzhan, bu gün ettiğim küfür için mi böyle sinirlisin? Eğer onun için sinirliysen, özür dilerim olup biter.

Oğuzhan, Tacettin bey'in onu ezerek, küçümseyerek özür dilemek istemesine, ağır bir küfür ederek karşılık vermek isterdi ama kendisini zor tuttu.

+Özür falan dilemenize gerek yok. 
Son otobüse yetişmem gerek, izin verirseniz çıkmak istiyorum. 

Tacettin bey gülmeye başladı.

-Tek sıkıntın otobüs olsun, Oğuzhan. Ben parasını veririm, taksiyle gidersin evine.

+Gerek yok Tacettin Bey.

Tacettin bey, Oğuzhan'ın gitmek istediğini görünce, en zayıf yerinden vurmaya karar verdi.

-Bak senin bu huyunu sevmiyorum işte Oğuzhan. Yapılan iyilikleri çok çabuk unutuyorsun.

Tacettin bey, konuşurken, elini, Oğuzhan’ın elinin üzerine koydu.

-Oğuzhan, ben seni kendi evladım gibi severim. Bak annen hasta oldu, ben kendi çebimden sana para verdim. Bu devirde kardeş kardeşe yardım etmiyor. Ama ben sana yardım ettim. Bu gün bana yaptığını, başka patrona yapsaydın, hemen seni işden çıkarırdı. Ama ben seni işden çıkarmadım. Şimdi bir tane küfür ettim diye mi bana kızıyorsun?

Oğuzhan söyleyeçek bir şey bulamayınca, Tacettin bey bıyık altından gülmeye başladı. Aslında Tacettin bey, özür dilemek için Oğuzhanı yanına çağırmamışdı. Zaten Tacettin bey, özür dileyeçek bir karaktere'de sahip değildi. Eğer birinden özür diliyorsa, mutlaka o özürün altında bir çıkarı vardır. 

Tacettin bey, bu kez elini Oğuzhanın dizine koyarak konuşmasını devam etti.

-Oğuzhan, çok fazla zamanını aldığımı biliyorum, son bir isteğim olaçak senden, onu yap, taksi paranı'da veriyorum, istersen evine benim arabamla bırakırım seni. 

Oğuzhan bir an önce eve gitmek istiyordu ama Tacettin beye'de saygısızlık yapmak istemiyordu. Bu yüzden Tacettin bey'in ne istediğini sordu. 

-Oğuzhan, ben, internet işlerinden pek anlamam. O yüzden bazı şeyleri bulmakta zorluk çekiyorum. Bekar erkeklerin izledikleri şeyler olur ya, onları ben bulamıyorum. Bana yardım eder misin, ama ne olur, ikimizin arasında kalsın. 

Oğuzhan şimdi anlamışdı, Tacettin bey'in onu yanına neden çağırdığını. Zaten 5 dakika önce yaptığı duygusal konuşmasına hiç inanmamışdı. Oğuzhan'ın sadece tek bir isteği vardı, herhangi bir porno sitesine girdikten sonra Tacettin bey'den para almadan odadan çıkmak. Bu yüzden, notebooku kendine doğru çekerek, hızlı bir şekilde porno sitesine girdi. Tacettin Bey, porno videolarını görünce yüzü gülmeye başladı. Bir elini Oğuzhan’ın bacağına koyarken, diğer elinin işaret parmağıyla, sevdiği porno videosunu Oğuzhan'a gösterdi.

-Şimdi burada Şebnem olacaktı var ya. Sabah kadar durmadan s...

Oğuzhan, Tacettin bey'i dövmemek için kendini zor tutuyordu.
Tacettin bey, porno izledikce, bir eliyle Oğuzhan'ın bacağını sıkıyordu, diğer eliyle pantolonun üzerinden şeyini okşuyordu. 

-Oğuzhan, başka porno yok mu? 
Sadece erkeklerin olduğu bir porno bulsana.

İşte bu bardağı taşıran son damlaydı.

Oğuzhan masanın üzerindeki meyve bıçağına baktı, daha sonra gülümseyerek Tacettin bey'e baktı

+Olmaz olur mu Tacettin Bey, ne kadar isterseniz var.

Yorumlar

Popüler Yayınlar